Belgin Kanat

Belgin Kanat

Uzman Psikolog ve Aile Danışmanı

Neden aşık olamıyorum?

08 Kasım 2021 - 01:28

NEDEN AŞIK OLAMIYORUM?

İlk olarak beklentisi aşk olanlar ama yine de umudunu yitirmiş olanlar ile başlayalım.
Genelde sıklıkla duyduğumuz başlıca nedenleri sıralayalım.
 

  1. Yalnız değilim ki; ailem ve arkadaşlarım varken neden bir aşka ihtiyaç duyayım?

Bu şekilde düşünen kişiler romantik ilişkileri yalnızlığı paylaşmaktan ibaret gibi görürler ve aslında aşkın onları kısıtlayacak ve zamanlarını daraltacak bir şey olduğunu sanırlar. Böyle düşünmelerinin sebebi ise geçmiş ilişkilerinde kısıtlayıcı bir partner ile birlikte olmuş olmalarıdır. Böyle olsa da, bu kişiler yalnız hissettiklerinde yine yeni bir aşka yelken açmaya eğilimlidirler çünkü ne kadar yalnız değilim deseler de içlerinde hissettikleri yalnızlık duygusu ile en iyi böyle baş ederler. Sonunda ise genellikle pişman olarak kısır bir döngüye girebilirler.

 
  1. Beyaz atlı prensim gelip zaten beni bulacak neden şimdi küçük kurbağalar ile uğraşayım?

Adım atmak yerine dünyanın onlara güzel bir şeyler sunmasını bekleyen kişilerdir. Bir şeyler yapmadan zaten doğru ve en mükemmel kişinin onları bulacağına inanırlar. AMA, hatırlamak da fayda var; mükemmel ilişki ve bunu oluşturacak mükemmel partner diye bir şey yoktur.
Eğer sadece oturup o mükemmel kişinin sizi bulmasını beklerseniz hayal kırıklığı ile karşılaşabilirsiniz. Mükemmel kişinin sizi aramadığını ve siz de bir şey yapmadığınız sürece istediğiniz ilişkiye ulaşamayacağınızı kabul etmek ve harekete geçmek hayallerinizi gerçek kılma şansınızı açtırabilir. Böylece, daha gerçekçi algılar ve sağlıklı bir memnuniyet düzeyi geliştirebilirsiniz.
 
  1. Bütün erkekler / kadınlar aynı, zaten yine bitecek öyleyse neden bir ilişkiye başlayayım?

Başladığı her ilişkinin elbet bir gün sonlanacağını düşünenler yaşadıkları aşkı sevgiye dönüştürmekte güçlük çeken kişilerdir. Bunun nedeni ise çoğunlukla sevgiye olan inançlarının kırılmış olmasıdır. Aşkın ve sevginin geçici olduğuna inanan bu ıssız adam ve kadınlar tüm ilişkilerin çıkar ve beklentilerden ibaret olduğuna inanabilirler. Böyle kötücül bir inanca sahip olmaları ise onları yeniden hayal kırıklığına uğramaktan korur. Yani aslında kendilerini güvende tutmak ve yeniden kırılmamak üzere geliştirdikleri birer savunma mekanizmasıdır bu inançları. Sağlıklı ilişkiler güven temeline dayanır, işte bu sebeple en başta güvensiz bir tutum ile başlayan ilişkiler de bitmeye mahkumdur. Bu nedenle bu kişilerin çarpık inançları ile yüzleşmeleri ve yeniden denemeyi öğrenerek güven dolu ilişkilere yelken açması gerekir.
 
  1. Pragmatistler; İyi bir konumum, sosyal statüm, işim ve eğitimim var, öyleyse bir ilişki bana ne sağlar?

Eğer kendimi birine bağlayacak ve gerekten aşık olacak ona enerji ve zaman vereceksem o kişi bana ne verecek diye düşünen kişilerdir. Bu kişiler hayata faydacı bir bakış açısı ile bakarlar. Hayatlarının her alanında avantaj ve dezavantaj hesabı yaptıkları gibi aşk hayatlarında da bunu yaparlar. Onların ilişkiye bakışı prensiplere dayalıdır ve genellikle de bu yüzden hayal kırıklıkları ile dolu geçmiş ilişki deneyimleri olur. Bu nedenle de yeni ilişkiler kurmak isteseler de zaten geçmişte hiçbir yarar sağlamadığım ilişkiler yaşadım şimdi neden tekrar deneyip tüm düzenimi bozayım ki diye düşünebilirler. Onları aşkın prensiplerden büyük olduğu gerçek bir dünyanın varlığına davet ediyor ve hayatlarındaki dengeleri yeniden gözden geçirmelerini öneriyorum.
 
  1. Bağlanmaktan korkanlar; ya her şeyimi ona verirken birden onu kaybedersem, öyleyse neden bir ilişkim olsun?

Bu tipteki kişiler genellikle kaçıngan bağlanma yapısına sahiptirler. Güvensizlik ve kaygı onların hayatının pekçok yerindedir. Romantik ilişkilerin kalıcılığından ve süresinden hep şüphe duyarlar. Bu kaygıları ise onları yalnız kalmaya itebilir. Zaten bir gün terk edileceğim veya bunun olma ihtimali olan bir ilişkiye neden başlayayım gibi sorular akıllarında dolanır durur. Bu yüzden de mutlu olmak için birine bel bağlamak yerine ben mutluluğu kendimde ararım diyebilirler. Duygularını kolay kolay ifade etmez çünkü incitmekten korkarlar. Onlar için insanlar sömürücü olabilirler. Bu tarz kişilerin bebeklik dönemlerinde bakım verenleri onlara soğuk ve ilgisiz davranmış olabilir ve hiç de azımsanmayacak bir oranda her yerdelerdir. Her birey doğduğunda ilişkiler ile yaşama tutunur ve kurduğu ilk ilişki ona temel bakımı veren iledir. Bu kişi de genellikle annedir ve anne ile kurulan ilişki tutarsız, ilgisiz ve soğuk olursa sevgisiz büyüyen ve kaygı ile beslenen bir çocuk ortaya çıkabilir. Böylece ileriki yaşamında ilişkilerden kaçınan, çekinen ve daha yüzeysel yaşayan bir kişi haline gelebilir.

İşin özünde kimsenin aşık olma gibi bir zaruriyeti yok, fakat yukarıda yalnızca birkaçının sıralandığı zihinsel uygunsuz şemalardan uzaklaşıp gerçekten aşık olmak böylece sağlıklı ve doyurucu bir ilişki yaşamak da mutluluk getirebilir. Bunun yanı sıra içinde bulunduğunuz durum kaygılı bağlanma senaryosuna uyuyorsa bununla yüzleşmek ve çözemediğiniz karanlık yönleri için bir terapistten destek almak fayda sağlayacaktır.

Sevgi ve aşk dolu sağlıklı günler.


Uzman Psikolog ve Aile Danışmanı Belgin Kanat

#MenemenPsikolog
#PsikoİzmirPDM