Omzunda sevda yüklü
Bu satırların yazıldığı tarihten tam bir yıl önce…
Liderimiz Devlet Bahçeli Beyefendi Atatürk’ten iktibas ettiği şu veciz cümleleri taşıdı konuşmasına…
“Büyük olmak için kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, ülke için gerçek amaç ne ise onu görecek ve o hedefe yürüyeceksin.
Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır.
Fakat sen buna karşı direneceksin, önüne sonsuz engeller de yığacaklardır; kendini büyük değil küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın.
Bundan sonra da sana büyük derlerse, bunu söyleyenlere güleceksin…”
***
Sonra da konuşmasını şöyle sürdürdü Sayın Bahçeli…
“Müesses uluslararası siyasi ve ekonomik sistem zora dayalı ve tehdit diliyle yeniden tasarlanmaktadır.
Coğrafyalar silahların gölgesinde, paylaşım kavgalarının göbeğindedir.”
İLERİ GÖRÜŞ
Bir yıl sonra bugün… Tarih: 19.09.2025… İsrail soykırım, sürgün ve vahşetle işgal ettiği Gazze için resmi olarak şu açıklamayı yaptı: “Gazze’yi ABD ile paylaşacağız!”
Evet “paylaşacaklar”!!!
***
Hani çok eleştiriyorsunuz ya… Hani elinize geçirdiğiniz Sosyal Madde yoluyla çokça dil uzatıyorsunuz ya…
Haydi, söyleyin o zaman Lider Bahçeli’nin bir yıl öncesinden hatta iki yıl öncesinden bunu görmediğini… Evet söyleyin, “Silahların gölgesinde Türkiye’nin de hedefte olmadığını!”
Oysa daha dün “Ege Adalarının ve Dedeağaç’ın silahlandırıldığını, hedefin de Türkiye olduğunu” siz söylüyordunuz!
Üstelik “Suriye’de ne arıyoruz, Libya’da ne işimiz var” diyen de sizlerdiniz!
Gözümüzün önünde bunca kan akarken, çocuklar katledilir, mukaddesatımıza saldırılırken şimdi bu çelişki neden?
Elan Ege Adaları hala silahlı ve Dedeağaç’tan ABD Üssü kalkmış da değil!
Altıncı Filo Doğu Akdeniz’de, KKTC tehdit altında… Rusya Ortadoğu’dan çekildi, Çin başka bir alana yönlendi…
Ve bütün bunlar açık bir şekilde ortadayken… Siz, bu vahşilerin bize çiçek vereceklerini mi sanıyorsunuz hala!
Geçelim Beyler…
BİZ TEK, ONLAR HEPSİ
Bir de şimdi Gazze’yi düşünün efendiler, Filistin’i… Adım adım yok oluşlarını…
Sonra soydaşlarını ve komşuları olan dünyanın en zengin Arap ülkelerini… Bunca vahşete karşı neden kıllarını dahi kıpırdatmadıklarını, tek söz bile etmediklerini, edemediklerini düşünün…
Bir tek biz… Biz de yalnızız, tek başına…
***
Olamayız ya, hadi olduğumuzu var sayalım, Devlet Bey’in yerine kendimizi koyalım… Şöyle birkaç dakikalığına “Önce Türkiye” diyen biz olalım mesela…
Bize nereden saldıracaklarını, bizi nereden vuracaklarını bildiğimiz halde ne yapardık acaba?
Dağınık olanı derleyip toplamak istemez miydik evvela… Tek yumruk olmak için işe en hassas noktamızı bütünlemek için başlamaz mıydık?...
Bırakalım lütfen… Birkaç dakikalığına şoven tarafımızı bir tarafa bırakalım da akl-ı selimle cevap verelim.
***
Hepimizin cevabı aynı aslında…
İşte size Sayın Bahçeli’nin iç cepheyi güçlendirme-tahkim etme mücadelesinin sebebi… Terörsüz Türkiye Hedefi…
Hakikat bu… İster kabul edelim, ister etmeyelim… Türkiye, Türk Milleti, Milli Birlik, Cumhuriyet Değerleri ve geleceğe bir umutla bağlanmanın kitabı…
Evet, bu sevda O’nun omuzlarında… Gidebildiği yere kadar götürecek… İçinde bizim, hepimizin olduğu bir sevda yükü bu…
BİR PARANTEZ DAHA: TRÇ
Sayın Bahçeli’den bir stratejik adım daha… Mademki bölgemize vahşet orduları gözünü dikmiştir. Öyleyse yeni tedbirler alınmalıdır.
İşte bölgemiz için Devlet Bey’in son hamlesi…
“Dünyaya meydan okuyan ABD-İsrail şer koalisyonuna karşı akla, diplomasiye, siyasetin ruhuna, coğrafi şartlara ve yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçenek “TRÇ” ittifakının inşa ve ihya edilmesidir. TRÇ ittifakının da; Türkiye, Rusya ve Çin’den müteşekkil olması arzu ve önerimizdir.”
***
Şimdi başa dönelim… “Büyük Adam Devlet Bey”…
Biliyorum şimdi O bizim bu sözümüze bakıp gülümseyecek…
Ama ne mutlu bize ki, O’nun tebessümünde biz varız, Türkiye var…