Devlet Bahçeli: Güçlü irade
Hikâye bu ya, zamanın birinde renklerin ustası olarak anılan büyük bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış Ve artık ayrılmak üzereymiş…
Ustası öğrencisini uğurlarken, son olarak yaptığı bir resmi şehrin en kalabalık meydanına koymasını ve yanına da kırmızı bir kalem bırakarak, halktan resmin beğenmedikleri yerlerine çarpı işareti koymalarını rica eden bir yazı bırakmasını söylemiş.
Öğrencisi ustasının sözünü dinleyip çok güzel bir resim yapmış. Resmi şehrin meydanına asıp yanına da kırmızı bir kalem bırakarak halktan da resmin beğenmedikleri yerlerine çarpı işareti koymalarını istediği bir yazı iliştirmiş…
Öğrenci bir kaç gün sonra resme bakmaya gitmiş… Bir de ne görsün, yaptığı resim çarpı işaretleri ile dolu! Halk resmi beğenmeyerek, her tarafını karalamış…
Genç ressam üzüntüyle ustasına gitmiş, resim yapmayı bıraktığını çünkü halkın onun sanatını beğenmediğini ve daha fazla devam etmeyeceğini anlatmış…
Bilge Usta öğrencisine üzülmemesi gerektiğini, her işte bir hikmet olduğunu söylemiş ve yeniden resme devam etmesini önererek bir resim daha yapmasını istemiş…
Öğrenci güzel bir resim daha yapmış.
Resmi beğenen bilge usta, öğrencisinden resmi yine şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş. Fakat bu kez resmin yanına bir palet, çeşitli renklerde birçok boya ve birkaç fırça koymasını istemiş… Ve bu defa resmin yanına insanlardan beğenmedikleri yerlerde düzeltme yapmalarını rica eden bir yazı bırakmasını söylemiş.
Öğrenci denileni yapmış. Birkaç gün sonra resmin yanına gittiğinde bir de bakmış ki resmine hiç dokunulmamış. Hiç kimse bir şey yapmamış. Sevinçle ustasına koşmuş…
Usta ressam, öğrencisine şöyle demiş;
“İlkinde sanatı bilmeyen insanların seni ne kadar acımasızca eleştirebileceğini ve yıkıcı olduklarını gördün. Hayatında hiç resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı. İkincisinde ise onlardan yapıcı olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Yüksek bir irfan ve bilgi gerektirir. Gördüğün gibi yapıcı olamadılar. Bu sana son dersimdir, karalamak kolaydır; bozmak ve yıkmak kolaydır ama yapmak çok zordur! Sen sen ol emeğinin karşılığını, senin ne yaptığından haberi olmayan art niyetli insanlardan bekleme.”
BÜYÜK LİDERLER
Büyük Liderlerimiz bizlere hep güzel hayaller kurdurdu… O hayallere ulaşmak için önümüze düştü. Yol gösterdi ve sonunda bizi zafere ulaştırdı.
Ötesini saklı tutalım… Anadolu önlerinde elli bin kişilik ordusuyla iki yüz bin kişilik Bizans ordusunun karşısına çıkan Alparslan kim bilir ne kadar eleştirilmişti?...
Kim bilir, Fatih Konstantinapol hedefiyle bütün batıyı karşısına aldığında… Yavuz çöle doğru sürdüğünde atını… Mustafa Kemal yedi düvele karşı efelendiğinde... Ve Başbuğ Türkeş Türklük yolculuğuna çıktığında kim bilir ne kadar alay edilmiş ve ne kadar eleştirilmişti?
YÜKÜ OMUZLAYAN LİDER
Ve Lider Devlet BAHÇELİ…
O, bize yeniden “Büyük Türkiye Hayalini” kurmayı öğretti…
O, hiç kimse sözünü etmezken “2023 Lider Ülke Türkiye” Ülküsünü gönüllerimize nakşetti…
O “Türk ve Türkiye Yüzyılı” idealini kalplerimize işledi…
O şimdi de “Terörsüz Türkiye” hedefini güçlü bir irade, yılmayan bir kararlılık ve hak bildiği yoldan dönmeyen azametle sürdürüyor… Hayallerimizi gerçeğe çeviriyor…
Herkes yıktı, O yaptı!
Herkes sustu, O haykırdı!
Herkes böldü, dağıttı ve parçaladı... Fakat O bir araya topladı. Millet olduğumuzu her dem yeniden bizlere hatırlattı!
Herkes eleştirdi, Fakat O hiçbir kınamaya aldırmadan iradesiyle zafere doğru yürüyor…
Ve evet, herkes yoktu!.. Bir tek O vardı, bir tek O var…
Eleştirenler mi? Anlayacaklar, hep sonradan anladıkları gibi anlayacaklar! Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın!